Tanıdık bir hüzün bu taşıdığım.._
Her yönden kaybediyor hissediyorum hayatta kendimi.
İnsan dipsiz kara deliklere düşerken,nasıl bir yandan da puzzle'ı tamamlayabilir ki?! Üstelik o puzzle, gökkuşağının bütün renklerini taşırken.......?
Hayatta, tek yaptığım, baba yadigarı eski kırık dökük bu otelde,gözlerimi halıdaki motiflere dikip; hep gitmek zorunda olan, gidince de kolay kolay gelmeyen o yolcuyu beklemek...
"Kendime çok mu haksızlık ediyorum acaba?" diye düşünüyorum zaman zaman...
*gırtlağımda kireç tadı,midem bulanık*
-gövdemin ortasında bir yorgunluk nişanesi- hani,bilmem hiç iğne yaptırdınız mı; ilk önce, kan gitmesin diye iğne yapılacak yere, bir lastikle sıkarlar ya iyice, işte gözlerim bugün öyle.. Çok ırağım kendime,kükkünüm bilincime...
Konuşmuyorum senle bugün yolcu,konuşmayacağım. Boş odamda yok senin için;git gelme! Ben o tanıdık yüzü görmek için beklerken burada günlerce,ağlatmaya başladın beni için için sessizce..