Yeni Başlayanlar için
BUDOSavaş sanatları ile ilgili biçimsel de olsa hemen herkesin bir fikrinin vardır. En azından filmlerde gördüğümüz savaşçıların genelde üstün güçlerle donatılmış, insanüstü becerileri ile rakiplerini alt eden gizemli karakterler olduğunu biliyoruz.
Uzakdoğu kültürüne ait Budizm ve Zen gibi kavramlarla birlikte açıklanması en zor olgulardan biri savaş sanatları ile ilgili yaklaşımlardır. Budizm’in Japonya’daki uygulanış biçimiyle Zen Budizm’i Japon kültürüyle birlikte savaş sanatlarının gelişimini de önemli ölçüde yönlendirmiştir. Savaş sanatları adı altında değerlendirebileceğimiz (Uzakdoğu kökenli, modern veye geleneksel) tüm sistemler, kılıç gibi silahlı teknikleri ya da beden tekniklerini içerseler de bu uygulamalar buzdağının görünen kısmıdır.
Asıl hedef insanın zihin eğitimidir. Zihnin ve bedenin uyumlu birlikteliğidir. Bu nedenle de asırlar boyu süren gelişimleri ve uygulama pratikleri sonucunda kaçınılmaz olarak felsefi ve psikolojik söylemler ve yöntemler geliştirmişler, strateji sistemleri kurmuşlardır. Başlangıçta ilahi ve doğaüstü güçlerden ilham alan dinsel tabanlı savaş sistemleri zamanla birer kişisel öz disiplin eğitimine doğru evrilmişlerdir.
En büyük zafer savaşmadan kazanılandır.
Zen öğretisinin içinde de var olan çelişik gibi görünen bazı kavramlar savaş sanatları tanımlamasında da vardır. İngilizce’de Martial Arts terimi, maalesef kavramı tam olarak karşılamamaktadır Bu kavramın Japoncadaki adı Budo’dur. Budo kelimesi iki kanjiden oluşmaktadır. ‘Bu’ savaş, çatışma anlamına geldiği gibi, karakterin etimolojisi yönünden, ‘savaşın, çatışmanın önlenmesi’ anlamında öznel bir içeriğe de sahiptir. ‘Do’ ise yol anlamına gelmektedir. Budo, yani ‘Savaş/çının Yolu’. Bu çelişik gibi görünen yaklaşımı en iyi anlatan söz, Sun Tzu’nun Savaş Sanatı adlı klasik eserindedir belki de: “Girdiği her savaşı kazanan, usta bir savaşçı değildir, en büyük zafer savaşmadan kazanılandır. Çünkü bir kez silahlar ortaya çıktı mı bu herkes için tam bir yenilgidir.” Ya da daha yakın bir dönemden, Aikido’nun kurucusu Morihei Ueshiba’nın dediği gibi “En büyük zafer kendine karşı kazandığın zaferdir.” Günümüz siyasetini yönlendiren politikacıların özellikle bugünlerdeki savaşsevici yaklaşımlarının tam tersi bir anlayış.
Budo yaşamlarımızın birçok alanında uygulanabilir ilkeler içermektedir: “Arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizde en başından itibaren herhangi bir çatışma yaşamamak, bir ilişkinin prensiplerini görebilmek demektir ve bu da zihnin savaş sanatıdır. Odanızdaki objelerin yerlerini düzenlemek, her bir yer için doğru objeyi kullanmak demektir; bu da söz konusu yerlerin doğru prensiplerini görebilmeyi gerektirir. Gerçekte, alanlar değişebilir ancak prensipler aynıdır. Böylece prensipleri ülkeyle ilgili işlere dahi uygulayabilir ve hata yapmayabilirsiniz. Budo’nun sadece bir insanı öldürmekten ibaret olduğunu düşünürsek, asıl noktayı kaçırmış oluruz.
Kılıç eğitiminin amacı ‘kazanmak’ değil, ‘beslemek’ ya da ‘hayat vermek’tir. İlk duyduğumuzda anlamayacağımız bu ilginç düşünce yapısı; zihin, akıl ve benlik duygusu, farkındalık, sezgi yeteneğinin zamanla gelişmesi gibi olgularla bağlantılıdır. Bu olgular kazanıldığında, günümüzdeki kişisel gelişim kategorisinde değerlendirilen birçok kitabın ve söylemin felsefenin yüzlerce yıl öncesinden gelen satırların, vardığınız noktanın çok gerisinde kaldığını düşüneceksiniz.
Zihnin kendisinden vazgeçmesi, hiçlik ve boşluk gibi kavram ifadeleri en zor ve geç anlaşılan belkide hiçbirzaman tam olarak idrak edilemeyen kavramlardır.
Kişisel gelişim, yönetim stratejileri, politika vb konular ile ilgil olan kişileri bu alanlarda bir arayış içinde görmek mümkün. Dışarıdan bakana göre bu durum
‘’X artık bir entelektüel sporu oldu cnm’’ olarak yorumlanır. (..düşünün sanatı bile değil. e zaten yeni başlayan için sadece spor olması ve spor olarak görülmesi çok normal )
Aslında asıl acınası durum içeriden bakanınki dir. istisnalar haricinde bu damgayı yiyen kişi, kısa sürede kendiliğinden oluşacak mucizeler bekler. Tıpkı Fitness salonuna yazılır yazılmaz daha kültür fizik temeli oluşmadan kas yapıcı ptotein tozu satın alan birkaç ay içinde fizyolojisinde köklü değişimler bekleyen kişi modelleridir bunlar.
Bedeni ve Zihni birleştirebilmek için sağlam sabırlı bir karakter gerekmektedir.