KARANLIK ve AYDINLIK
şehre bakan ay
sürekli küçülen ay.
ne bir dalga sesi ne gök gürültüsü
çığlık çığlığa bir feryat köşe başlarında,
ne de yağmur gibi yağmur
yalnız bir feryat var sadece bir çığlık,
ve yedi tepede yedi yılan
kış görmüş azmış çıldırmış yılan
sürünmüş balçıklara sıvanmış şahmaran,
yedi tepesinde yedi yılan
bir hamlede yutmuş hepsini,
binlercesi balık istifi
herkesi görürsün ışıklıdır içi
musanın asası gibi,
tramvayda binlerce insan
yedi tepesinde
yedi değil
yediden yetmişe
otobüs tramvay vapur tren
yılanlara mahkum binlerce insan.
ne şimşek ne kasırga ne gök gürültüsü
sokaklarda evlerde odalarda
çığlık çığlığa bir feryat var her tarafta
şehre bakan ay
sürekli küçülen.
şehre bakan ay
gülen ve büyüyen ay.
bu bir duruştur
dönüp dönüp duruştur,
bir nefes çekeceksin bir soluk alacak
birden önünde bir umman,
kaynayan atılan köpüren dalgalar
sağına bakacaksın işte orada
birden büyük bir umran,
tuğlar mızraklar minareler
süzgecinde tarihin katman katman
kubbelerden bir ordu dalgalardan.
bu bir oluştur
seyrederken korkulu denizlerde
ejderhalar çıksa da önüne
eline batsa da binlerce dikenler
gülleri dererken kutlu bahçede,
yılanlar soksa da caddelerde
halkını döndürürken kutlu evine
beyaza teslim oluştur
şehre bakan ay
sürekli büyüyen ay.
haydar murad hepsev
http://www.yucedevlet.com/haber/240-karanlik-ve-aydinlik.html